Fotoğrafın İcadı

 

İnsan ilk günden bu yana yaşamın içinde kendini ifade etme isteğinde olmuştur. Mağaralarda yaşadığı dönemlerde ilk insanlar doğada karşılaştıkları olayları resimlemek istemiş ve bu yolla çevresi ile iletişim kurmuştur. İnsanın kendisini anlatma ihtiyacı çizerek, kazıyarak ve boyayarak devam ederken gelişen teknolojilere bağlı olarak kullandığı bu araçlarda değişiklikler olmuştur.

Avcı ve toplayıcı olarak yaşayan ilk insanların yerleşik yaşama geçmesi Neolitik Çağ’da olurken su kenarlarında köyler kurmuşlar ve artı ürün elde ederek hızlı bir değişim sürecinin de başlamasına yol açmışlardır.

Neolitik dönemde yerleşik yaşamın başlaması ile tekerleğin icadı, yazının icadı gibi insanlık tarihi açısından büyük bir değişim ve dönüşümün başlangıcı olan gelişmeler de yaşanmıştır. Bu değişim halen günümüzde de devam etmekte ve teknolojinin geldiği son noktada Bilgi Çağı’nın tüm gereksinimleri gözler önüne serilmektedir.

İnsanlığın gelişimi Sanayi Devrimi’ne kadar el kol gücüne dayalı olarak sürerken Sanayi Devrimi bir dönüm noktası olmuştur. Makinelerin kullanılmaya başlandığı bu süreçte insanın iş gücünün yerini makineler almaya başlamıştır.

Binlerce yıl boyunca el kol gücüne dayalı olarak yaşayan ve üretimini bu şekilde yapan insanlar makinelerin yaşamlarına dahil olmasının ardından daha hızlı bir gelişme sürecinin de tanığı olmuştur.

Makinelerin icadı ile insanın kendini ifade etme isteği de fotoğraf makineleri ile çeşitlenmiştir. Resim yapma yöntemlerinin kullanıldığı binlerce yıldan sonra ışıkla boyamak olarak da bilinen fotoğrafın insan yaşamına dahil olduğu görülür.

Kazımak, boyamak ve çizmekten farklı olarak fotoğraf makineleri ışıkla resmeder. Bu nedenle de ışık olmadan fotoğraf olmaz. Fotoğrafın icadı ile insanlık açısından farklı bir dönem başlamış ve geleneksel resmetme tekniklerinin yanı sıra fotoğrafla görüntüleme süreçleri de oluşmuştur. Fotoğraf 19. Yüzyılda keşfedilirken Niepcé saatlerce süren çalışmasının ardından Le Gras’da Pencereden Görünüm adlı fotoğrafını yapmıştır.

Sonraki yüzyıllarda ise fotoğrafla ilgili gelişmeler çok hızlı olmuş çeşitli basım teknikleri kullanılarak yeni denemeler yapılmıştır. Bilgi Çağı’na geçişle birlikte ise teknolojide yaşanan değişim fotoğrafın da alanını etkilemiştir.

Bilindiği gibi Bilgi Teknolojileri Çağı web 2.0 teknolojilerinin kullanılmaya başlaması ile insanların yaşamına hızla dahil olurken bu yeni düzen insanların tüm yaşamını değiştirmiştir. Günümüzde sayısal ortamlar üzerinden her çalışma yapılabilir hale gelmiştir.

Sayısal teknolojiler fotoğraf çekmeyi ve çoğaltmayı da kolay hale getirmiştir. Bu sayede geçmişte kullanılan basım yöntemleri yerine fotoğraf makinelerinin içine yerleştirilen malzemeler aracılığı ile hızlı ve seri çekimler de yapılabilir olmuştur.

Fotoğraflar dijital teknolojilerden yararlanılarak sayısal ortamlarda çekilebilir. Geçmişteki geleneksel uygulamalardan farklı olarak fotoğrafçılar çeşitli uygulamalar aracılığı ile fotoğraf çekme işlemlerini yerine getirebilmektedir.

Günümüzde fotoğraf sanatçıları da farklı uygulamaları denemek sureti ile deneysel çalışmalar yapabilmekte ve fotoğraf bir sanat olarak da değer görmektedir. Fotoğrafçıların orijinal çalışmaları insanlara sunulurken fotoğrafların belge olma özelliği de halen önemini korumaktadır.

Fotoğraflar yaşanılan ana tanıklık eden üretimlerdir. Zamanın içinden bir anı dondurarak alan fotoğraflar hem geçmişin hatıraları hem de geleceğin tanıklarıdır. Duvarlara asıldıklarında bir aile yadigarına dönüşebilen fotoğraflar bilimsel bir çalışma sırasında belge niteliği de taşıyabilir.

Doğadaki olan biteni kayıt altına alabilmeye yararken fotoğraflarla gelecek nesiller için bitki ya da böcek türlerini fotoğraflayarak belgesel oluşturmak da mümkündür. Fotoğraf çok yönlü bir malzemedir ve insanlığa hizmet etme özelliği bulunur.

Bu özellikleri fotoğrafları daha da önemli hale getirmeye yeter. Geçmişten bugüne fotoğraf çekme yöntemleri hızlı bir değişime konu olmuştur. Günümüzde dijital teknolojiler sayesinde fotoğraf çekmek herkes için hızlı ve kolay ulaşılabilir bir eylemdir.

Fotoğraf, makinelerin mahareti ile fotoğrafçının gördüklerini kayıt altına almasıyla elde edilir. Birçok fotoğraf türü vardır ve bunlardan biri de kirlian fotoğrafçılığı olarak adlandırılır. Kirlian fotoğrafçılığında kamera kullanılmaz. Kirlian Fotoğrafçılığı Nedir? Dendiğinde ise yüksek voltajlı elektrik akımının ardından amperli elektrik akımı verilerek elde edilen fotoğraf türünden bahsedilir.

kirlian

Kirlian Fotoğrafçılığı

Fotoğraflar görüntülenirken bazı tekniklerden yararlanılır. Bu metotlar arasında yer alan Kirlian Fotoğrafçılığı da bir yöntem olarak geliştirilmiştir. Canlı ve cansız varlıklar görüntülenmek istendiğinde yüksek bir elektrik frekansından yararlanılır.

İlk önceleri bitkilere ait bölümlerin incelenmesi için kullanılmaya başlayan yöntem daha sonraları insan vücudundaki elektromanyetik alanların görüntülenmesiyle devam etmiştir. Bu yöntem kullanıldığında bio enerji alanları görüntülenir.

Bu yöntem bazı araştırmalar sonucunda elde edilirken enerji yüküyle dolu olan nesnelerin görüntülenmesi amacını taşır. Bu metodu kullanan Samyon Kirlian’ın öncelikle insan eli, bitki yaprakları ya da böcekleri bir fotoğraf plağı üzerine koymuştur.

Bu ögeler daha sonra elektrod üzerine yerleştirilerek yüksek voltajlı elektrik akımına maruz bırakılır. Ardından da bu ögeler üzerinde alçak elektrik akımı uygulanır. Kamera kullanılmadan çekilen görüntüler nesneden doğrudan görüntü alacak biçimde düzenlenmektedir.

Bu fotoğrafçılık yönteminde enerji alanları belirlenir. Bu yöntemin kullanılabilmesi için yüksek voltajlı elektrik akımına, düşük elektrik alanına ve nesneden yayılan enerji ışınımlarına gerek duyulur. 1939’lu yıllarda geliştirilen bu yöntem elektriksel alanla auranın işleyişi hakkında bilgi vermek üzere sınanmıştır.

Bu tür fotoğraflar canlı olan şeylerin fiziksel olarak varlığını göstermesi açısından önemlidir. Bu sayede gözle göremediğimiz enerji alanları hakkında fikir sahibi olmak mümkün hale geir. Bu alanda yapılan çalışmalar arasında yer alan yaprak deneyi önemli bir örnektir.

Yaprağın bir kesiti alınmış olmasına rağmen elde edilen görüntüde bütün olarak yaprak gözlemlenir. Gözle görülemeyen enerji alanlarının varlığını ispatlayan bu fotoğrafçılık türü var olan şeylerin bir enerjiye sahip olduğunu açıklar.

kirlian 2

Kirlian Kamera Çeşitleri

Kirlian adı verilen fotoğrafçılık metodunda Kirlian Kamera Çeşitleri kullanılır. Bu kameralar iki tür aura kamerası olarak adlandırılır. Birinci kamera türünde vücudun bir bölümüne elektrik yükü gönderilir. Bu elektrik yükü ağrısızdır. Gönderilen elektrik enerjisi sayesinde aura resmi fotoğraflanır.

İkinci yöntem ise biofeedback aura olarak adlandırılır. Bu metot kirlian kameraları açısından daha moderndir. Metodun uygulanması sırasında vücut ısısı dikkate alınır. Cildin iletkenliğinden de yararlanılarak fiziksel veriler ölçülür.

Bu yöntem elektrografi tekniğinin yeniden gündeme gelmesine zemin hazırlamıştır. Kirlian, çektiği fotoğraflarda yaşayan şeylerde auranın varlığına dair fiziksel kanıtlar bulduğunu idddia eder. Yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre ışıma görüntüsü rutubetle ortaya çıkar. Yaprak örneğinde olduğu gibi rutubet oranı arttıkça renk yoğunluğu ve çeşidinde de artış olur.

Deneylerden elde edilen bir diğer sonuç ise elektrik akımından kaynaklanan kimyasal ve fiziksel süreçlerin dışında bir enerji alanının varlığına dair bir bilgi edinilemediğidir.