Altın Oran Nedir?

 

Bir oran bağıntısı olarak adlandırılan altın oran sanatsal çalışmalarda kullanılırken doğadaki tüm nesnelerde bu oranın varlığından söz edilebilir. Altın Oran Nedir? Merak edilirken matematiksel bir hesaplama olan bu uygulama sayesinde estetik ölçüler belirlenir.

Altın Oran

 

Oran sistemlerinin tarihi geçmişi oldukça eskidir. Altın Oran olarak adlandırılan sistem ise 1,618 sayısına karşılık gelir. Doğada beklenmeyen şekillerde karşılaşılan bu oran insanların ilgisini de bu yüzden çeker.

Altın oranın kullanıldığı sanat eserleri açısından konu ele alındığında bu eserlere estetik bir değer katması ile de dikkat çeker. Bir sanat terimi olarak bilinse de birçok insan altın oranı güzellik olgusu ile de eşleştirir.

İnsan doğayı anlamak ve doğada gerçekleşen olayları çözümleyebilmek için var olduğu günden bu yana mücadele eder. Bilginin peşinde koşan insanın doğadaki olayları anlaması ve öğrenebilmesi de bilgi sayesindedir.

Doğada belirli bir düzenin oluşu ve işleyişin bu düzen etrafında şekillenmesi insanların dikkatini çeken konulardan biridir. Tüm canlıların yaşamı ve gelişimi belirli bir oran sistemi ile açıklanabilir. Doğa tasarımı ile insanların görsel algısına da eşsiz eserler sunar.

İnsan anatomisinin detaylı incelemesinden elde edilen veriler matematiksel bir oranın varlığının da göstergesidir. Botanikte karşılaşılan oran sistemi yapılan araştırmalardan anlaşılır. Biyoloji bilimi açısından Pantamerizm 5’li simetri düzenini tanımlamak için kullanılır. Bu düzene uyan bitkiler altın oranla uyumlu bir yapı sergiler.

Zooloji açısından da çeşitli canlılar incelendiğinde altın oranın varlığı bilim insanları tarafından kanıtlanmış durumdadır. Deniz yıldızı gibi canlılarda altın orana rastlanır. Örneğin güve böceği incelendiğinde üzerindeki göz beneklerinin genişlik ve yükseklik ölçümlerinde 1,618 sayısına uygunluk dikkat çeker.

Doğada yer alan bu uyum sanatçıların da dikkatini, çekmiştir. Rönesans döneminde Da Vinci ve Albrecht Dürer gibi sanatçıların oran kurallarına uygun eserler verdiği görülür. Da Vinci’nin ideal insanı eserinde çizimlerle anlatılır.

İnsan vücudu incelendiğinde altın oranla uyumlu bir düzene rastlanır. İnsan yüzünde yer alan üst çenedeki ön iki dişin enlerine oranının boylarına oranı hesaplandığında 1,618 sayısına ulaşılır. İç organları bakımından da insanın aynı orana uygun yaratıldığı görülür.

DNA açısından konu ele alındığında moleküllerin iç içe geçen sarmallardan oluştuğu görülür. Bu sarmalların uzunluğunun birbirine oranının da 1,618 sayısına denk geldiği görülür. Oran sayesinde denge ve uyum yakalanır. Nesnelerde ortaya çıkan orantısızlık görsel açıdan istenmeyen bir etki yaratır.

Parçanın bütünle olan ilişkisi oranı tanımlamada kullanılır. Tüm medeniyetler tarafından kullanılmış olan altın olan binlerce yıldır bilinir. Altın oran tanımlaması tüm canlılarda rastlanılan bu oran sisteminin kusursuzluğunu ifade etmek içindir. Altının en değerli maden oluşu, kusursuzluğu ve bozulmayışı nedeni ile tanımlama altın olarak adlandırılır.

Doğadaki her şeyin bir düzen içinde olması insanların da dikkatini çekmiştir. Bu nedenle de özellikle sanat alanında ortaya konan eserlerde altın oran konusuna ayrı bir önem verilir. İnsan doğa ile olan mücadelesinde onu keşfederken altın oranı keşfetmiş ve bunu sanat eserlerinde kullanmaya başlamıştır.

Mimari çalışmalarda, resim çalışmalarında, heykel yapımında ve akla gelebilecek pek çok alanda altın oranın varlığından yararlanılır. Mısır Piramitlerinde dahi altın oranın varlığı gözden kaçmaz. Birçok medeniyet altın oranı kullanmıştır. En eski medeniyetlerden biri olan Mısır medeniyetinde ortaya konan eserler altın orana uygun olarak yapılmıştır.

Yunan medeniyeti, Mısır medeniyetleri ve Rönesans sanatçıları da dahil olmak üzere altın oran her kesimden sanatçı tarafından dikkate alınmıştır. Doğadaki armoni insanların ortaya koyduğu eserlere yansıtılmak sureti ile kusursuz eserler ortaya konmak istenir. Bu nedenle de doğada karşılaşılan bu denge unsuru her tür sanat eserinde karşımıza çıkar.

Yüzyıllar boyu altın oran sistemi, dikkate alınarak eserler verilmiştir. Bunun yanı sıra birçok orantı sistemi de insanlar tarafından kullanılmıştır. Altın oran müzik söz konusu olduğunda nota geçişlerinde de kullanılan bir sistemdir. Sanatın birçok alanında altın oranın varlığına rastlanması kusursuz eserlerin ortaya konma çabasıdır.

 

 

Altın Oranın Kullanımı

 

Altın oran, bir bütünün kendi içerisinde yer alan uyumlu yapılanmayı ifade eder. Sayısal ve geometrik ifadelerle açıklanmaya çalışılan altın oranı tarihi süreçlerde çeşitli topluluklar kullanmıştır. Tarihi geçmişi tam olarak bilinmese de Mısır medeniyetinde bu oranın kullanıldığı bilinir

Bunun yanı sıra Antik Yunan’da da bu tür bir uygulama ile karşılaşılmaktadır. Öklit “Elementler Tezi” adı verilen çalışmasında bu orandan söz ederken aynı zamanda bu uygulamadan Fibonacci Sayıları olarak bahsedilir.

Altın oranın çeşitli eserlerde kullanıldığı gözlemlenirken bunlardan biri de Mısır Piramitleridir. Aynı zamanda da Leonardo da Vinci eserlerinde altın oran kuralına bağlı kalarak çizimler yapmıştır. Altın oranla estetik bir yaklaşım sergilenirken güzelliğin ifade edilmesinde bu oranın kurallarına bağlı kalınır.

Eserin ortaya konma süreçlerinde altın oranla ne derece ilişkili olduğuna bakılırken bu eserin güzel olup olmadığı değerlendirilirken de altın orana uygunluk aranır. Fibonacci sayıları olarak adlandırılan uygulama İtalyan asıllı matematikçi Leonardo Fibonacci tarafından bulunduğu için bu isimle adlandırılır.

 

Fibonacci Dizileri Nedir?

 

Fibonacci dizilerinde sayılardan herhangi biri kendisinden önce gelen sayıyla toplanırken bu dizilerin birbirine oranlaması yapılmaktadır. Elde edilen bu sonuçla altın orana ulaşılırken Fibonacci dizisinde rastgele bir sayıdan başlamak mümkündür.

Leonardo Fibonacci’nin yaklaşık olarak 1170’li yıllarda yaşamış olabileceği tahmin edilirken kendisi Hint-Arap sayılarıyla ilgili olarak çalışmalar yapan ve bu sayıları Avrupa medeniyeti ile tanıştıran kişidir. Yaşadığı dönemde matematik bilimi ile uğraşan Fibonacci’nin bulduğu Fibonacci dizilimi sayesinde altın oranın hesaplanması mümkün olurken Antik Çağ’da yapılan eserlerde bu uygulamaya rastlanmaktadır.

Sanat eserlerinde, mimari yapılarda ya da insan yüzünde dahi altın oran hesaplaması yapılabilirken çalışma insan yüzüne uygulandığında kusursuz güzelliğin nasıl olması gerektiği ortaya konur. Bunun yanı sıra Mısır medeniyetinin bıraktığı eserler arasında yer alan piramitlerde bu uygulamadan yararlanılmıştır.

Altın oran doğadaki tüm nesnelerde karşılaşılabilen bir durumdur ve bilimsel çalışmalarla bu konu desteklenmektedir. Birçok sanatçı çeşitli dönemlerde eserlerinde bu orana bağlı kalırlarken Mimar Sinan’ın yapıtlarında da uygulamaya rastlanır.

Sanatta, matematikte ya da mimari ve mühendislik alanlarında altın orana uygun çalışmalar yapıldığı görülür. Altın oran sayesinde birçok alanda estetik ve güzel olan elde edilmeye çalışılırken doğadaki tüm oluşumlarda bu tür bir oranın varlığından söz etmek mümkündür.

Altın oranın temel dayanağı matematik ve geometri olurken kendisine yönelik olarak merak edilenler arasında Altın Oran Nedir? Sorusu yer alır. Evrende var olan tüm varlıkların parçaları arasındaki uyum keşfedildikten sonra mimari, mühendislik ya da sanat gibi alanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Altın oran bir oran bağıntısıdır ve matematiksel yöntemlerle hesaplanır.